DANCA MUTLULUK SANATI: HYGGE
Dünya’nın en mutlu insanlarının Danimarka’da yaşadığı söylenir. Üstelik “her şeye” rağmen! Bir ülke düşünün; yılın tamamına kış mevsimi hakim olan, gün boyunca şanslıysanız birkaç saat gün ışığı görebildiğiniz… Bahar gelince ortaya çıkan kuş cıvıltıları yok, açan çiçekler yok, siz uyurken yatağınıza süzülen tatlı bir güneş ışığı yok, “tam pikniklik” diyebileceğiniz, içinizi ısıtan bir hava yok. Peki, bu insanlar nasıl oluyor da Dünya’nın en mutlu insanları oluyor? Tabii ki, benimsedikleri Hygge felsefesi sayesinde…
Basit mutluluklar içeren ve yokluklar içinde mutluluk yaratmak anlamına gelen Hygge; hoga, huggah ya da huge diye okunuyor. Felsefenin esası ise; gerçekten basit ama ruha iyi gelecek şeylere dayanıyor. Ruhun huzurlu ve sıcak hissetmesi, samimi ortamlar yaratma sanatı, tüm dert, stres ve sıkıntılardan basit şeylerle arınabilme, rahatlatıcı ve mutluluk veren şeylerden keyif alma, en sevdiklerinle birlikte olma durumu… Siz nasıl tanımlarsanız tanımlayın; Danimarkalılar mutluluğu gerçekten içselleştirmeyi başarmış gibi görünüyor.
Hygge felsefesine ulaşmak ve neticede gerçek mutluluğu yakalamak çok basit; sevdiğimiz insanlarla samimi ev toplantıları, sıcak bir kahve, fırından yeni çıkmış, sıcacık bir kurabiye, çikolata, kareli battaniye, yün çoraplar ve ev kıyafetleri, ahşap mobilyalar, mumlar, şömine, sıcak şarap… Ve en önemlisi; yaşanan ana odaklanmak! Bu felsefede, egodan ve insanı rahatsız kılacak her durumdan uzak durmak şart. Siyaset ve din tartışmaları, sınıf çatışmaları yok. Herkes eşit, herkes aynı haklara ve özgürlüklere sahip. Kendimizi kanıtlamaya çalışmadığımız, elimizdekilere minnet duyduğumuz, insanın ruhuna iyi gelen, sıcacık ve samimi bir mutluluk felsefesi…
Hygge; aslında sosyal medya sayesinde, görsel olarak çoktan hayatımıza girmiş durumda. Instagram için çekilen fotoğrafların çoğunda, “cozy life” teması hakim. Hatta podyumlar bile bu felsefeden etkilenmiş gibi görünüyor. Fakat fark etmeden hayatımıza aldığımız hygge felsefesi, çoğu zaman görsellikten öteye gidemiyor. Gerçekten stresli hissettiğimiz anlarda bu felsefeyi aklımıza getirmek, hoş kokulu bir mum yakmak, sıcak bir kahvenin yanına çikolatalı bir kurabiye pişirmek, battaniyenin altında yağmuru izleyip kitap okumak; mutluluk için basit ama anlamlı bir adım olabilir. Ne dersiniz? İskandinavlar bu işi biliyor olmalı!