Henüz 23 yaşında ama yeteneği ve güçlü oyunculuğu sayesinde kısa sürede öne çıkmayı başardı. Yakışıklılığı ve karizmasını da es geçmeyelim tabii ki! Kariyerinin
başından bu yana attığı doğru adımlarla sektöre adını altın harflerle yazdıran genç jön Aytaç Şaşmaz’ı daha yakından tanımanın şimdi tam zamanı!
be MAN Magazine Ağustos 2021 sayımızın kapak konuğu Aytaç Şaşmaz!
Editör : Nayman Batımor
Röportaj : Nayman Batımor
Fotoğraf : Kadir Arslan
Moda Edirötü : Hakan Öztürk
Makyaj : Doğukan Tuncer
Saç : Sedat Temur
Backstage : Can Tengiz, Mert Erbirer
Dijital İçerik Direktörü : Tuğçe Orçunus
Dijital İçerik Editörü : Nayman Batımor, Kezban Belet
Kariyerine çok genç yaşta ve çok hızlı bir giriş yaptın. Şu anda 18 yaşından beri bu sektörün içinde olan birisi olarak karşımıza çıkıyorsun. Bu yolculuğa nasıl adım attığından biraz bahseder misin?
Lisedeydim, bir gün sınıfta otururken okulumuzun edebiyat hocası (Tülay İnce) yanıma geldi. Okulun festivali için hazırlanan tiyatro oyununda rol almamı istediğini söyledi ve katıldığımız tiyatro festivalinde birinci olduk. Sonrasında ben Manisa Büyükşehir Belediyesi Tiyatrosu’nda kursiyer olarak başladım. Bu serüvenin ilk adımını böylece atmış oldum.
Hem gençsin hem de bu sektördeki adımlarını doğru bir şekilde atmayı başardın ve iyi projelerde yer aldın. Kariyerinde yeteneğinin yanı sıra doğru adımlar atmış olmanın da faydasını gördüğünü düşünüyor musun?
Tabii ki de düşünüyorum. Hayat bize bazı şanslar sunuyor ve biz bu şansları ne kadar iyi değerlendirirsek o kadar sağlam adımlar atmayı başarıyoruz. Bana göre hayat yolumuz bir labirent gibi; doğru yoldan gidebilmek için bu bize sunulan şansları en iyi şekilde değerlendirmek lazım. Çok şükür bu yolda emeklerken doğru yollardan geçtiğimi düşünüyorum. En azından şimdilik.
Sence sektörde erken yol almanın avantajları mı daha çok yoksa dezavantajları mı?
Bakış açımıza bağlı. Ben hayata her zaman umutlu ve pozitifbakmaya çalışıyorum. Eğer bir şey olacaksa olması gerektiği için olmuştur diyorum her zaman. Eğer bünyeniz ve karakteriniz bazı yükleri kaldırabiliyor ve sizi daha güçlü bir hale getirebiliyor ise bütün dezavantajlar avantaja dönüşebilir.
Karşımıza ilk olarak Söz dizisinin Çaylak karakterine hayat veren genç bir yakışıklı olarak çıktın. Söz, büyük hayran kitlesiyle dönemin en popüler dizilerinden birisiydi ve Çaylak da bir anda çok popüler karakter haline gelmişti. Bu projeyi, karakterini nasıl hatırlıyorsun? Sence Söz sana neler kattı?
Söz dizisi bana çok güzel insanlar kattı. İlk adımımı bir reklamla sonrasında da sinema filmiyle devam ettirsem de ilk sağlam adımımı Söz dizisi ile attım. Sektörü, mesleğim için gerekli tüm ayrıntıları, Söz dizi setinde öğrendim. Çaylak karakterini her zaman İstanbul’a ilk geldiğim Aytaç’a benzetirdim. Çünkü her şeyden habersiz bir ana kuzusu olan Çaylak, bir hayali uğruna yola çıkmıştı. O yüzden çaylak hep benimle asla unutamayacağım bir karakter olarak kaldı.
Daha sonrasında ise seni ekranlarda Hekimoğlu dizisinin kadrosunda izledik. Tam da tahmin ettiğimiz gibi Hekimoğlu dizisi ekranların en popüler dizilerinden birisi oldu. Bu başarıyı neye bağlıyorsun?
Bu şüphesiz tüm ekibin, yapım şirketimizin ve tabii ki diğer oyuncu
Her setin kendine özgü bir havası, bir kokusu ve bir tadı vardır benim için… Örneğin; Söz dizisini
Hekimoğlu dizisini de
Peki dizide canlandırdığın Emre karakteri ile Aytaç arasında benzerlikler var mı?
Aslında pek yok. Emre kadar rahat olamadım hiçbir zaman. Tek benzer yönümüz tatlı hırslarımız ve çalışma azmimiz olabilir.
Başarın sadece televizyon ekranlarıyla sınırlı değil. Aynı zamanda beyazperde de müthiş bir projeye imza attın. Şüphesiz ki “Aşk Tesadüfleri Sever 2” filmi son yılların en çok yankı uyandıran filmlerinden birisi oldu. İlk filminin bu kadar başarılı olduğu bir projenin ikincisinde yer alacak olmak seni hiç korkutmuş muydu?
Aslında korkudan çok heyecanlıydım. Çünkü ilk filmi 6 veyahut 7 defa izlemişliğim vardır. İkincisinde yer almak üstelik dönem tarafındaki Niko’yla tanışınca heyecanım çok daha artmıştı. Üstelik yönetmenleri
Aşk Tesadüfleri Sever filminde bir Yunan göçmeni olan Nikokarakterine hayat verdin. Derin bir hikayesi olan çok ince bir adam olarak izledik Niko’yu. Bu karakterin hikayesini ilk okuduğunda neler hissettin?
Bu adam çok nahif bir adam dedim. Adı çok uzak fakat ruhu tam da burada, çok yakın. Saf sevgi ve aşk onun ilk parolasıydı. Hatta ilk okuduğumda ağlamıştım. Aşık olmuştum senaryoya.
Karakterlere nasıl hazırlanıyorsun? Özel bir tekniğin veya çalışma şeklin var mı?
Herkesin kendine göre teknikleri var tabii. Benimki de aramak. Senaryoda üstüne milyon defa çalışıp, doğru hisse kapılasıya kadar o anları binlerce kez yaşıyorum. En çok beni içine çeken projeyi kabul edip, onu en doğru şekilde sunmaya çalışıyorum. Karaktere sorulması gereken soruları soruyorum kendime ve cevapları arıyorum. Her cevap başka bir kapı açıyor, her kapı beni karakterin hayatına tanıklık ettiriyor. Karakterin mesleği ya da yaptığı kendine özgü şeylere birebir şahit olduktan ve araştırdıktan sonra o yola çıkıyorum.
Yeni neslin en ilham veren oyuncularından birisin. Aytaç Şaşmaz’ın bir projenin içinde yer alması için tam olarak neler hissetmesi gerekiyor? Hatta şimdilerde karşımıza yepyeni bir dizi ile çıkıyorsun. Tam bir yaz dizisi Baht Oyunu. Bora karakteri ile daha çok yeni tanışmamıza rağmen şimdiden çok sevdiğimiz biri oldu. Bora aynı zamanda da izliyor olduğumuz bambaşka bir Aytaç sanki. Bize biraz Baht oyunu dizisinden ve ileride Bora’yı neler bekliyor olduğundan bahseder misin?
Bir projede yer almak için benim o projeye inanmam gerekiyor.Çünkü inanmadığım bir role bürünmem mümkün değil. Baht Oyunu da iyi ki dediklerimle dolu bir proje. Yapımcımız, oyuncu arkadaşlarım, hocalarımız ve ekibimiz muazzam insanlar. Huzurlu bir iş ortamında olduğum için çok mutluyum. Bora sınırları olan ve hayatının odak noktasına işini almış bir iş insanı. Kendi çabasıyla, kimsenin yardımı olmadan iş dünyasını kurmuş ve kendini kanıtlamış biri. Bir kez aşktan dili yanmış ve bir daha asla aşka inanmaz hale gelmiş. Sonra karşısına aşkla yaşayan Ada çıkıyor ve zamanla tüm duvarlarını yıkar hale geliyor. Bora şimdilerde kafası karışık ve kendinden kaçar halde. Yakında her şey tersine dönebilir, sürpriz olsun.
Dışarıdan çok sakin, adımları güçlü olan, tavırları net bir Aytaç görüyoruz. Ama aynı zamanda da bu güçlü duruşun arkasında nahif ve duygusal bir adam var gibi. Tahminlerimiz doğru mu?
Evet, doğru. Duygularımla hareket ettiğimi düşünüyorum. İçim dışım birdir. Genelde enerjiye bakarım; bir insanın enerjisi beni rahatsız ediyorsa oradan uzaklaşırım.
Aytaç’ın bilmediğimiz yanları neler?
Aytaç saygı ve sevgi odaklıdır. Her zaman, her insana karşı eşit saygı ve sevgiyle yaklaşmaya çalışır. Fakat aynı saygı ve sevgiyi göremezse o zaman sessizce oradan uzaklaşır.
Senin gibi dönemin en başarılı oyuncularından biri olan ağabeye sahipsin. İsmail Ege ile ilişkiniz nasıl? İki oyuncu olarak birbirinizi mesleki anlamda yönlendirdiğiniz, birbirinize tavsiyeler verdiğiniz oluyor mu?
İkimizde yoğun bir dönemdeyiz. Buna rağmen her boşzamanımızda beraber olmaya ve vakit geçirmeye çalışıyoruz. İstanbul’a geldiğim ve hayallerime adım attığım günden beri abim her zaman yanımdaydı. Bana bu yolda her zaman destek oldu.Benden çok önce bu yola girdi ve bu yolda hep beraber ilerledik. Tavsiyelerd
İsmail Ege geçtiğimiz günlerde evlendi. Senin var mı yakın gelecekte böyle bir planın?
Evet, hayatlarını birleştirdiler. Çok şükür mutlular ve mutluluklarının daim olmasını diliyorum. Böyle şeyler kısmet işi.Zaman en büyük pusulamız. Doğru insan, doğru zamanda karşına çıktığında karar verebileceğin bir şey bu.
Sosyal medya ile ilişkisi iyi olan ünlü isimlerden birisin. Aynı zamanda fotoğraf çekmek konusunda da başarılısın. Sosyal medyayla ilişkin nasıl? Sence bu dijital dünyaya ayak uydurmakta başarılı mısın?
Kendi dünyamdayım. Sadece sevdiğim, yapmaktan hoşlandığım şeyleri yansıtmaya çalışıyorum. Başarılı mıyım onu artık siztakipçilerim değerlendirin.
Değişik bir tarzın var Aytaç. Güçlü ve kendine yakıştırdığın bir stile sahipsin. Basic kombinler yaptığında bile giydiğin parçalar sende havalı duruyor. Stilini nasıl tanımlarsın? En çok hangi giyim tarzını seviyorsun?
Rahat ve o an kendimi iyi hissettiğim şeyleri giyerim. Eskiden siyah ve beyaz takıntım vardı artık biraz daha hayatıma renk katıp, canlı renkler de giymeye başladım. Tarz konusunda da eski dönem adamıyım diyebilirim.
Son olarak hayat mottonla bitirelim mi?
İste, şükret, sabret.