Yine yeniden, size şahane bir arabayı biraz tanıtmak, belki biraz da vücuttaki adrenalini artırarak ilginizi çekmek için bilgisayarımla karşılıklı oturduk. “Ben söylüyorum o yazıyor” derdim ama o kadar teknoloji bana fazla geliyor. Daha manuel olanları, “klasik” kavramının içine sığanları seviyorum sanırım. Hatta bazen yazılarımı kâğıt kalem kullanarak yazdığım bile oluyor. “Sebebi neydi ki?” diyenler vardır sanırım. Evet, külfeti de çok aslında. Önce kâğıda yaz, sonra bilgisayara geçir; iki iş oluyor haklısınız. Ama emin olun, zaman zaman daha yakışıklı yazıların oluşmasında başrolü oynuyorlar.
Haziran 2018 oldu bile. Yılın tam ortasında olduğumuz bu ayki yazımda, geçen sayıda yazdığım değişmez efsane Dodge Challenger’la aynı kanı taşıyan Chevrolet markasının yedinci nesil yani C7 Corvette Z06 modelini biraz tanıyalım ve belki biraz da hayal edelim isterim. Dünya’da bilinirlik ve üretim adeti açısından bakıldığında listenin üst sıralarında yer alan Chevrolet markasının kurucusu, 1878 yılında, İsviçre’nin La Chaux-de-Fonds kentinde dünyaya gelen Louis Chevrolet’tir. Kendi soyadını marka haline getiren ve bir saatçinin oğlu olan Louis Chevrolet; mühendislik tutkusunu babasından miras alan bir erkek çocuk olarak, sürekli eline geçen aletlerin parçalarını inceliyor, çalışma prensiplerini anlamaya çalışıyor ve onları geliştirmek için yollar arıyordu. Aynı zamanda çalışması gerektiği için 11 yaşında bir bisiklet tamircisinde çalışmaya başladığında ise, ikinci ve daha ihtiraslı tutkusu olan hızla tanıştı. Diğer bütün çocuklar gibi, ilk kez bir yokuştan hızla aşağıya indiği anda duyduğu heyecanı asla unutmayacak olan Louis; o anda birçoğumuzun (neredeyse hepimizin) aksine, ona o hazzı yaşatan bisikleti nasıl daha hızlı bir hale getirebileceğini düşünmeye başladı. Bu düşüncenin akabinde Louis, çok sayıda bisiklet üretip bisiklet yarışlarına katılmaya başladı. Geliştirdiği hızlı bisikletlerin yarışlarından elde ettiği parayla yedi kardeşine (6 erkek 1 kız) destek olmaya başladı. Bu konudaki becerilerini işiten Amerikalı emlak patronu Vanderbilt, 1896 yılında üç tekerlekli motosikletini tamir ettirmek için Louis’in dükkânına geldi. Motosikletini tamir ettiği iş adamı Vanderbilt, Louis’in Amerika’daki ilk servetini elde etmesinde büyük rol oynadı. 1901 yılında Louis, New York’a taşındı. Sonrasında bir teknisyen ve tasarımcı olarak Dünya’nın en büyük otomobil üreticisi olan Dion-Bouton için çalışmaya başladı. Louis’in otomobil tutkusu, çoğu üreticinin kar etme amacının aksine, daha çok tasarlamak ve yarıştırmak üzerineydi. Louis, 1905 yılında yapılan otomobil yarışında, bir mili (1.6 km) 52.8 saniyede geçerek yeni hız rekorunun sahibi ve yarışın birincisi olmuştu. Aynı yıl ve sonrasındaki 15 yılda gelecek olan tartışmasız birincilikler, Louis’i dünya çapında bir süperstar haline getirecekti.
1911 yılında, Louis önlenemez şöhretini; General Company of New Jersey’in sahibi Bill Durant ile yaptığı ortaklık sonucunda, yıllardır hayalini kurduğu kendi otomobil üretim şirketini kurmak yönünde kullandı. Bu sayede tarihler 3 Kasım 1911’i gösterdiğinde, hala bir efsane olan Chevrolet Motor Car Company (Chevrolet Otomobil Şirketi) nefes almaya başladı ve üretime geçildi. Louis artık daha yüksek mühendislik eseri ve diğerlerinden çok daha güvenli otomobiller üretmek istiyordu. Aynı zamanda tasarladığı bu otomobilleri insanların büyük bir çoğunluğunun sahip olabileceği makul fiyatlara üretebilmek Louis’in bir diğer hayali ve isteğiydi. O yıllarda otomobil dünyasında en çok satan listesinin en tepesinde olan Ford’un T modelini tahtında indiren Chevrolet markası, az görülen bir başarıya imza atmış oldu.
Şimdi gelelim yazının adrenalin arttırıcı tüyleri diken diken eden kısmına. 2014 doğum yılı olan son nesil C7 Corvette Z06; bu yazımın başrol oyuncusu. Dışarıdan bakıldığında hiç mütevazi olmayan ve sahip olduklarını bakan herkese sergilercesine duran C7 Corvette Z06’nın büyük kaputunun ve agresif gövdesinin içinde bulunan özelliklere biraz göz atalım. Otomatik ve aynı zamanda direksiyondan F1 vites, sürücü ve yolcu koltuğu ısıtma-soğutma, elektrikli ve hafızalı sürücü-yolcu koltuğu, sürüş modu seçeneği, renkli ve büyük sürücü bilgilendirme ekranı, dijital ve analog uyumunu yakalayan gösterge paneli, hız sabitleme sistemi, uzaktan kumandayla çalıştırma, head-up display (sürücünün sık görmesi gereken temel bilgilerin aracın ön camına yansıması), dijital klima; C7 Corvette Z06 agresif ve yakışıklı gövdesinde kullanıcıya hayatı ve sürüş keyfini en üste seviyelere taşıyacak özelliklerden birkaçı diyebilirim. Heybetli kaputunun içinde, tabii ki de V-8 büyük blok motor bulunduruyor. 6.2 litre hacminde ve 8 zamanlı şanzımana sahip bu motor, fabrika çıkışında 650hp (beygir gücü) güç üretiyor. 0’dan 100 km.’ye sadece 3.4 saniyede çıkan C7 Corvette Z06’nın arkadan itişli olması da, sürüş keyfini haz duyma seviyesine kadar ilerletiyor. “Daha da hızlı olsun, daha da” diyen sürücüler için bir diğer cezp edici özelliği ise; bu yeni nesil canavarın motoruna profesyonel ve kolay bir şekilde yapacağınız modifikasyonlarla beygir gücünü 1000 hp.lere hatta daha da yüksek, erişilmesi zor rakamlara çıkartmanız mümkün. Ne verirseniz kabul eden ve zor doyan bir motor diyebiliriz.
Yani bu yakışıklının direksiyonuna oturup gaz pedalına sonuna kadar bastığınızda (tabii öncelikle emniyet kemerinizi takmanız şartıyla) bir anda arkanızdan çok güçlü bir şey sizi itiyormuş gibi konforlu koltuğuna yapışırsınız ve lastiklerin yola geçirdiği 650 hp. güçle bir anda, pedala dokunmadan önce baktığınız yerde bulursunuz kendinizi. Hepimizin bildiği, Cem Yılmaz’ın oynadığı malum reklam filminde altıncı nesili (C6) kullanılan Corvette bile dedirttiyse, emin olun bahsettiğim C7 Corvette Z06’ya binip gaza bastıktan sonra, gönül rahatlığıyla hiç tereddüt etmeden, amiyane tabirle “ASFALT AĞLADI BE!” sözünü size her seferinde tekrarlatacaktır.
Tabii ki ülkemizde “hayat C7 Corvette Z06’yla ne kadar heyecanlı ve keyifli olurmuş, vay be” demek ya da diyebilmenin karşılığı, tahmin edeceğiniz gibi biraz zorlayıcı ve bol sıfırlı. 68 litre benzin deposuna ve iyi bir performansa sahip bu yeni nesil canavar, ülkemizde litresi 6.22 TL olan benzini yakmıyor adeta içiyor diyebiliriz.
Her şeye rağmen “gözümü kararttım ben Engin, bir süreliğine de olsa sahip olmak istiyorum bu canavara” derseniz; size “doğduğu ülkede ortalama 74.000 Dolar (yaklaşık 350.000 TL) olan bu yeni nesil canavara, ülkemiz hudutlarında 350.000 Euro yani yaklaşık 1.900.000TL ödemeniz gerek” cevabını vermek zorundayım.
Neyse ki hayal dünyamızda bol haneli rakamların hiçbir söz hakkı ve etkisi yok. O yüzden, hadi zaman kaybetmeden sürüş modunu en agresife ayarlayalım ve asfaltı ağlatalım!
Sıcaklığın etkili bir şekilde kendisini hissettirdiği Temmuz sayısında görüşmek üzere.
Not: Bir söylentiye göre yeryüzündeki her 16 arabadan biri Chevrolet’miş.
Engin Tozak