Man&Woman Challange Kurucusu Mert Onaran !

MERT ONARAN
TRİATLON SPORCUSU – ANTRENÖR
Bodrum bu yıl ilk defa 23-24-25 Nisan tarihlerinde, geçmişi 1978 yılına dayanan ve ilki Hawai
Adaları’nda gerçekleşen triathlon yarışına ev sahipliğini yapacak. 400 yarışmacının katılacağı,
spor dünyasında dikkatleri hem Türkiye’ye hem Bodrum’a çekecek olan“Man & Woman
Challenge” olarak adlandırılan, triatlon ve duatlon kategorilerinden oluşan yarışın detaylarını
organizasyonun düzenleyicilerinden Milli Takım Antrenörü Mert Onaran’dan dinledik.
Mert Bey merhaba, öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz?
1983 yılında İzmir’de doğdum. 1995 yılında yüzme, 1998 yılında triatlon sporuna başladım. Ege
Üniversitesi Spor Yüksek Okulu’ndan 2006 yılında mezun oldum. 2016 yılında kız kardeşim İpek
Onaran’ın ve eşimin ısrarlarıyla, beş aylık bir çalışma temposuyla iyi bir seviyeye gelip, Ironman
yarışına katıldım, o yarışta da Türk sporcular arasında en iyi dereceyi elde ettim.
12 yıl triatlon milli takımında yer alarak yarışlara katıldım. Kendi başarı sıralamamda birçok etap
şampiyonluğu kazandım ve 12 yıl boyunca Türkiye sıralamasında da kürsüden hiç inmedim. 2001
Yılı Balkan Gençler 3.lüğü, 2002 yılı Avrupa Kupası Gençler 3.lüğü, 2011 yılı Büyükler Balkan
Şampiyonluğu uluslararası başarılarını kazandım.
Sporculuğum dışında mesleğim de direkt sporla alakalı. İzmir’de altısı aktif olarak milli takımda
yer alan 40 genç sporcuyu triatlon sporu için hazırlıyorum. Ayrıca yüzmede özel sporcularla da
alakalı çalışmalarım var. Özel sporcularımız otizm, down sendromu ve mental engelli
arkadaşlarımızdan oluşuyor. Onlarla da uluslararası çapta birçok başarı elde ettim. 2018 yılında
İrem Öztekin’in 50m ve 100m kelebek gençlerde dünya rekoru kırması bu alandaki en büyük
başarılarımızdan bir tanesiydi. Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu paratriatlon
branşında da dört sporcu ile çalışmalarımı sürdürmekteyim. Bu sporculardan Uğurcan Özer
olimpik kadroda yer alıp paralimpik oyunlara katılım için ülkemizi uluslararası müsabakalarda
temsil etmekte.
Bodrum’da gerçekleşecek olan Man&Woman Challenge Triatlon Maratonu’nun
organizatörlerinden birisi sizsiniz. Triatlon / Duatlon nedir, kısaca dinleyebilir miyiz?
Yüzme, bisiklet ve koşu branşlarının art arda yapılması ile oluşan triatlon yarışlarında sporcular,
kuvvet, dayanıklılık ve süratte devamlılık gibi birçok farklı yönlerini ortaya koyuyorlar. Her ne
kadar yarışlarda sıralama yapılsa da triatlon, kişinin öncelikle kendisiyle ve doğa ile mücadelesi…
Bu sebeple de triatlon ve duatlon yarışlarını bitiren her sporcuya yarışı tamamlama (finisher)
madalyası veriliyor. Duatlon ise koşu, bisiklet ve tekrar koşu branşlarının art arda yapılması ile
oluşan bir spor dalı; triatlondan farklı olarak yüzme branşı yerine de koşu yapılıyor. Böylece
sporcular, yüzmenin yapılamayacağı soğuk kış aylarında veya yüzme imkânı olmayan parkurlarda
da yarışma imkânı buluyor.

Man&Woman Challenge maratonunun kurucuları kimlerdir ve doğuş hikayesi nasıl başladı?
Yarışmayı çokseven üç yakın arkadaş olarak projemizihayata geçirmeye karar verdik. Kurucu
ekipten Engin Çetinay,1982 yılında İzmir-Karşıyaka’da doğdu. Çocukluk döneminde spor ile
tanışarak basketbol, yüzme ve atletizm ile ilgilendi. Aynı zamanda da basketbol hakemliği de
yaptı. Üniversitede halkla ilişkiler eğitimini tamamlayıp Türkiye’nin önde gelen firmalarında
insan kaynakları alanında yönetici pozisyonunda çalıştıktan sonra 2013’te İzmir‘den Bodrum’a
taşındı. Bu süreçte düzenli koşmaya başlayıp koşu kültürünü yaymak için Bodrunners koşu
grubunu kurdu. Koşmayı ve hayal ettiği yarışı yapma fikri ile hobisini işine döndürerek kurumsal
hayatı 2017’de bıraktı ve kendi şirketi Mint Organizasyon bünyesinde spor organizasyonları ve
spor kampları yapmakta.
Diğer kurucu arkadaşımız Ali Cem Aktaş ise 1979 yılında Muğla’da doğdu ve şu an ise Türkiye’nin
bir çok farklı şehrinde hayatını sürdürmektedir. Yamaç paraşütü ve dağcılıkla uzun süre
ilgilendikten sonra dağ maratonlarına başladı, Avrupa ve Asya da farklı ortamlarda tırmanma ve
koşma amaçlı çok sayıda yarış ve organizasyona katıldı. 2012 yılında Limit Sensin ekibinin
kurulmasına ön ayak oldu, halen bu ekibin koordinatörlüğünü yürütmektedir. En keyif aldığı
hayali ise Türkiye 39de az bilinen destinasyonların spor turizmi ile bilinirliklerinin arttırılmasıdır.
Yarışmanın ismi neden Man&Woman Challenge?
Norseman etkinliği sonrasında şu anki ana sponsorlarımızdan birisi olan Limak Holding’in
Yönetim Kurulu Başkanı Sevgili Ebru Özdemir ile sohbet ederken, global çaptaki yarışların
isimlerinden söz açılmıştı. Sohbetimizde Ebru Hanım ’yarışlara neden hep erkek isimleri veriliyor,
ayrımcı bir sınıflandırma var’ diye konu hakkındaki görüşlerini belirtmişti. Bu benim de sıklıkla
düşündüğüm ve sorguladığım bir konudur. Ekibimizle böyle büyük bir organizasyonu
gerçekleştirmeye karar verdikten sonra sıra isim seçimine geldiğinde hemen aklıma Ebru
Hanım’la yapmış olduğumuz o sohbet geldi. Fikrimi ekip arkadaşlarıma belirttim ve onlar da aynı
görüşte olduğu için, kendi aramızda mottomuzu ‘Rekabetin cinsiyeti olur mu?’ diye belirledik.
Ebru Hanım da MW Challenge’ın isim annelerinden birisidir diyebiliriz. Anadolu topraklarında
yaşamış medeniyetlerde, kadının hep erkekle bir olarak anılmasının onlara verdiği güçten yola
çıkılmasıyla adımızı böyle bir farkındalıkla duyurmak istedik. Günümüzde medeniyeti temsil eden
pek çok ülkedeki hem cinslerinden daha önce seçme ve seçilme haklarını elde eden kadınlarımız
neden yarışma isminde erkeklerle beraber yer almasındiyerek hem spor dünyasına hem de
sporculara Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yolunda ilerlemek adına tercih ettiğimiz cinsiyet
eşitliğini vurgulayan bir yaklaşımla ulaşmayı hedefledik.
Yarış lokasyonu olarak Bodrum’u seçmenizin özel bir nedeni var mı?
Biz bu organizasyona aynı zamanda bir sosyal sorumluluk bilinciyle başladık. Bugüne kadar tatil
ve eğlence kavramlarıyla birleşen Bodrum’un bu sporla da özdeşlemesini amaçlıyoruz. Bu yıl ilk
kez düzenlenen “Man & Woman Challenge” triatlon yarışlarının sürekliliğinin sağlanmasını ve
böylece uluslararası arenada yer edinmesini hedefliyoruz. Bu mücadele böylece Bodrum’un ve
ülkemizin marka değerine de güç katacak.

%d blogcu bunu beğendi: