ASLI ÖZER
ŞARKICI
İlk solo projesi ‘Hayatın İzleri’ ile güçlü bir çıkış yakalayan başarılı müzisyen Aslı Özer, ‘’Aldırmam Ki’’ adını verdiği yepyeni şarkısını müzikseverlerin karşısında.
Sözü ve müziği Aslı Özer’e ait olan Aldırmam Ki, funk groove ve elektronik synthlerin bir aradaki uyumu ile yaza damgasını vuracak bir proje olarak ön plana çıkıyor.Başarılı müzisyene yeni şarkısını ve müziğe olan tutkusunu sorduk.
Röportaj : Mukaddes Kaya
Cazzip Project ile başladığın profesyonel bir müzik yaşantın var. Ardından dijital platformlarda ilk solo projen ‘Hayatın İzleri’ yayınlandı ve güçlü bir çıkış yakaladın. Şimdi ise Aldırmam ki ile yola devam ediyorsun, Nasıl başladı müzik hayatın?
6 yaşında piyano eğitimiyle başladı. Uzun seneler klasik müzik eğitimi gördükten sonra ilk rockband’imi üniversite yıllarında kurmuştum. Derken caz müziğe olan ilgim oluştu ve 2012’de trio olarak Cazzip Project’i kurduk. 2018’de ilk albümümüz yayınlandı, 2020’de de 2 adet single çıkarttık. Pandeminin gelmesiyle birlikte evlere kapandığımız dönemde ben de üretime odaklandım ve solo alternatif bir proje yapmaya karar verdim. 2022 Şubat’ta da bu projenin ilk çıkısını yaptık ve devam ediyoruz.
Son projen ‘’Aldırmam Ki’’ neyi anlatıyor. Projenin oluşum sürecinden bahseder misin? Mesleki ve teknik anlamlarının dışında müzik sizin için ne anlam ifade ediyor?
Aldırmam ki geçmişi geride bırakıp hayatın dertleriyle artık pek de moralini bozmayan, anın keyfine varmaya odaklanan bir kişinin hikayesini anlatıyor. Yazın o güzel havası, patenler, eğlence vs. daha çok bu temalara odaklanan bir yaz parçası aslında. Projeyi Ertuğrul Biber ile oluşturduk ve prodüktör koltuğunu paylaştık. Bu temalar üzerinden funk türünde bir parça ortaya çıkmış oldu. Müzik benim için ruhumu besleyen, kendimi en iyi ifade ettiğim evrensel bir dil diyebilirim.
Gerçekten “Ben istediğim müziği yapıyorum” diyebiliyor musunuz? Yoksa sektörün ve hedef kitlelerin beklentisi yönünde mi hareket ediyorsunuz?Türk müzik sektöründe problemli olarak gördüğünüz konular var mı, paylaşır mısınız?
Gerçekten bunu diyebiliyorum. Cazzip Project ile başlayan yolculuğumda da bu kendi solo projemde de sadece ne istersem onu yapıyorum. Ben insanın kendi olmasına, kendini gerçekleştirebilmesine çokönem veriyorum. Sektörün belli kalıpları ve zorunlu tuttuğu hedefler var tabi dolayısıyla oyunu kuralınagöre oynamak lazım. Kendimden ödün vermeden sistemle uyumlu bir şekilde ilerliyorum.
Türk müzik sektörünü çok konservatif buluyorum. Daha devrimsel ya da kitlesel işler yapılabilir ama biz bunun yerine kendimizi veya tutan bir şeyi tekrarlamayı tercih ediyoruz. Vizyon olarak daha cesaretli olabilmemiz gerektiğini düşünüyorum. Kendi alanımızdan çıkamıyoruz bir türlü. Bir de dinleyici için başka bir üzücü bulduğum bir durum var. Müzisyenler dinlenilmiş hatta dünya çapında tutmuş bir parçayı bile birebir aynı formda kopyalayıp yeni bir parçaymış gibi Türkçe söz yazarak piyasaya sunuyor. Bu dinleyici küçük görmek demek. Sana yeni bir şey sunmuyorum, dünyada neler olup bittiğini de takip etmiyorsun, fark ediyorsan da sesini çıkartmıyorsun. O halde al bakalım sen de bununla yetin demek.
Dünyadan ve ülkemizden tarzını beğendiğiniz, takip ettiğiniz müzisyenler var mı?
Tarzı ve felsefesi olarak ayrı ele aldığım bana ilham veren müzisyenler var tabi. Miles Davis’ten tutun David Bowie’yeRadiohead’denDreamTheater’a bunlar benim kendi müziğimi bulma yolculuğumda beni derinden etkilemiş isimlerdir. Son dönemde severek takip ettiğim isimlerden aklımagelenler ise Adele, Jorja Smith, Yebba, ChetFaker, Kendrick Lamar.