BE INSPIRED | 6 İSİM 6 STYLING

Taylan Gül

Hem yeni ve modern hem geleneksel ve klasik algılarını bir arada yaşayan, ortaya koyduğu işleriyle karşı tarafa da tüm duyguları aynı anda yaşatan, ilham veren bir moda yaratıcısı…

  • Gelip geçen trendler, yıllar sonra yeniden nostaljik bir biçimde kapımızı çalabiliyor. Sence 5 yıl sonra, hangi nostaljik trend bizi yeniden yakalamış olur?

Bence 5 yıl sonra, daha minimal ve vücudu saran kesimler tekrar bizimle olacak.

  • Sence erkek modasının zamansızları nelerdir?

Balıkçı yaka kazak, beyaz gömlek ve jean pantolon.

  • Klasik bir takım elbiseyi kişiselleştirmek ve biraz renk katmak isteyen bir erkeğe ne önerirsin?

Kravat ve cep mendillerinde ekose veya puantiye desenleri kullanmaları, takım elbiselerini farklı kılacaktır.

  • Değişen mevsimlerin motivasyonun üzerinde etkisi olur mu? Hangi mevsim senin yaratıcılığını ve enerjini daha çok besler?

Kesinlikle oluyor. Kış mevsimi, beni daha çok heyecanlandırıp yaratıcılığımı arttırır.

  • Hangisi sana daha yakın? Geçmişten alınan ilham mı, gelecekten gelen öngörüler mi?

Kişisel hayatımda da geçmişe bağlı yaşadığım için geçmişten aldığım ilham beni besliyor.

 

 

 

Hakan Öztürk

Sektörün önde gelen isimlerinden… Çok tecrübeli ama hala her yaptığı işte ilk günkü kadar heyecanlı! Türkiye’de moda denince adının anılmaması imkânsız gibi…

  • İlk styling deneyimin ne zamandı? Sonuçları gördüğünde neler hissetmiştin?

91 yılındaydı ve sonuçları gördüğümde çok heyecanlanmıştım.

  • Bugün, sektörün tanınan ve hatta aranan isimlerinden birisin. Sence Hakan Öztürk’ü bugünkü konumuna getiren esas şey neydi?

Kesinlikle ekip çalışmasına inanmak ve disiplin…

  • Sence erkek modasının en yıkılmaz tabusu nedir? Peki, gerçekten asla yıkılmaz mı?

Erkeklerin etek giymeleri… Ve bence bir süre daha yıkılmayacak. En azından şimdilik her ülkede kabul görebilecek bir şey değil gibi.

  • Bu ülkede yaşamıyor olsaydın, hangi ülkede olmak isterdin? Hangi nedenlerle orayı kendine yakın görüyorsun?

Güney İtalya. Korunmuş doğasından, tarih ve kültür birikiminden çok etkileniyorum. Görsel birikimi gerçekten ilham verici… Böylesine zengin bir coğrafyada yaşıyor olmamıza rağmen, bizim beceremediğimiz bir kültür koruması mevcut.

  • Hangisi sana daha yakın? Geleneksel mi, modern mi?

Geleneksel…

 

 

Mert Aslan
“Styling onun işi!” derken, yarattığı koleksiyonla elini attığı her işte başarılı olduğunun altını çizen, modanın olmazsa olmaz adamlarından… Dergicilik tecrübesi de, işine değer katan “artı 1” niteliğinde…

  • Bu işe girmeye nasıl karar verdin? Ne gibi bir gelişme sana “evet, bu işi yapmalıyım” dedirtti?

Modaya ilgim çok eskiye dayanıyor. Amacım yurtdışında “styling” eğitimi almakken, çok sevdiğim rahmetli Meral Okay sayesinde, kendimi dergiciliğin tam ortasında buldum. İşi mutfağında öğrenip Işın Görmüş, Aslı Gül, Ferhan İstanbullu ve Gülen Yelmen gibi sektörün kıymetli genel yayın yönetmenleri ile çalıştım.

  • Styling yapmak mı, yeni bir koleksiyon yaratmak mı seni daha çok tatmin ediyor? Hangisinin sonuçlarını görmek daha etkileyici senin için?

Yıllar da geçse, esas mesleğim moda editörlüğü. Styling yapmak benim için meslekten de öte, hayatımın olmazsa olmazı. Koleksiyon yaratma konusunda, yolun daha çok başındayım. Night Zoom styled by Mert Aslan koleksiyonunda ise moda editörü olarak bakış açımı, mesleki birikimimi, kişisel zevkimi ve zamansız stil anlayışımı ortaya koyup müthiş bir tasarım ekibiyle çalışıyorum.

  • “Bir erkeğin dolabında mutlaka olmalı” dediğin parçalar nelerdir?

Beyaz poplin gömlek, beyaz tişört, gri ve siyah bisiklet yaka kaşmir trikolar, iyi kesimli bir jean, mevsimlik bir blazer olmazsa olmaz.

  • Moda sektöründe “oldum” denilen bir aşama var mıdır? Yoksa sürekli olarak daha iyiye gidebilmek mümkün müdür?

“Oldum” demenin, “tükendim” demekten bir farkı yok. Yaratıcı hiçbir işte “oldum” demek mümkün olamaz. Ancak “olgunluk çağı” olabilir.

  • Hangisi sana daha yakın? Soğuk tonlar mı, sıcak tonlar mı?

Sıcak tonlarla canlanan soğuk tonlar.

 

Tarık Gül

Henüz çok genç olmasına rağmen, sektörün aranan değerlerinden olmuş… Künyesini görmediğimiz bir çekimde bile onun imza niteliğindeki dokunuşlarını fark edebiliyoruz!

  • 5 yıl önceye gidelim… O zamanlarda takip ettiğin için deli gibi pişmanlık duyduğun bir moda akımı oldu mu?

Aslında hiçbir zaman, tam olarak bir akıma uyup takip etmedim. Çünkü o akımlar, yıllar sonra dönüp baktığımda, pişmanlık yaratır hale gelebiliyor. Ancak hipster trendini benimsemiştim epey. O zaman kullandığım papyon ve pantolon askılarım, şu an bana zorlama ve kostüm gibi geliyor.

  • Sence dünya üzerinde modanın kalbinin attığı şehirler hangileridir?

Erkek modası diyince; kesinlikle Milano, Paris… Kadınlarda ise; Newyork, Tokyo, Londra…

  • Biz senin stylinglerini çok beğeniyoruz. Peki, senin kendinden zaman zaman tatmin olmadığın oluyor mu? Yoksa her yaptığın iş içine siner mi?

İçime sinene kadar, o işe başlamam asla. Kısacası; işime sinmeyen stylingim olmadı diyebiliriz.

  • Popülerliğini asla kaybetmeyen ve muhtemelen hiçbir zaman kaybetmeyecek olan erkek aksesuarları nelerdir?

Klasikler asla vazgeçilmezdir; özellikle bileklik ve saat ikilisi…

  • Hangisi sana daha yakın? Minimalizm mi, maksimalizm mi?

Kesinlikle minimalizm…

 

 

Bedirhan Taşçı

Modanın ihtiyacı olan genç bakışı, yenilikçi ruhu, yeni şeyler yaratma arzusunu hakkıyla yerine getiren bir isim… Sanatsal gözü hayatının her anında açık, ekip çalışmasına olan inancı ise tam!

  • Genelde resmiyetten uzak, sosyal bir iş yapıyorsun. Resmi ortamlara girmen gerektiğinde nasıl olursun?

Aslında her ortama ayak uydurabildiğimi söyleyemem. İlk önce ortamı analiz edenlerdenim. Resmi bir ortama girdiğimde, daha içe kapalı ve sessiz bir insana dönüşüyorum.

  • Çekim konularını nasıl belirlersin? Modelin karakteristik özellikleri, çekim mood’unu etkiler mi?

Çok fazla şeyden ilham alıyorum. Aklımda kalan bir film sahnesindeki görüntüyü bile, o ay yaptığımızın çekim mooduna uyarlayabiliyorum. İşin en eğlenceli kısmı da bu bence… Modelin kesinlikle etkilediğini düşünüyorum. Modellere askı muamelesi yapmaktan hoşlanmıyorum. Genelde ekip olarak, en çok eğlendiğimiz işler, en iyileri oluyor.

  • Hangi ülkeyi kendine daha yakın hissediyorsun? Kendini en rahat ifade edebileceğin koşulların olduğu yer sence neresi?

Japonya! Rastgele önünden geçtiğim bir dükkânın içinde bile, birbirinden harika parçalar bulacağıma eminim.

  • İnsanlarla iletişimin nasıldır? Sence insanlar üzerinde disiplin kurmak mı, yoksa nazik tavırlarla yaklaşmak mı daha iyi sonuçlar verir?

Ben daha çok, nabza göre şerbet veren biriyimdir. Kendime nasıl davranılmasını istiyorsam, insanlara o şekilde davranıyorum aslında. Bir yandan da, bunun karşımızdaki kişiye göre değiştiğini düşünüyorum.

  • Hangisi sana daha yakın? Karışık renkler mi, soft tonlar mı?
    Karışık renkler ile oynamayı seviyorum.

 

Serhat Pabuccu

Araştırıyor, gözlemliyor, sürekli kendini geliştiriyor. Değişime açık tarafı, her gün yeni bir şeyler öğrenme çabası, yeni ve iddialı şeyler yaratmak için sahip olduğu hevesi ile daha çok adını duyacağımız bir isim…

  • Dünya çapında ilham aldığın isimler kimlerdir? Sence onları, bu işte iyi yapan şey nedir?

Franca Sozzani, Kim Kardashian, Naomi Campell, Brooke Candy, Grace Jones, ASAP Rocky, Iris Apfel, David Bowie, Zac Posen ve Yves Saint Laurent gibi isimler, bana her zaman ilham vermiştir. Onları yaptıkları işlerde başarılı yapan şey ise; kendilerinden emin olmaları ve kimin ne dediğini hiçbir zaman umursamamaları.

  • Modaya dair seni en çok büyüleyen nokta nedir?

Sürekli kendini yenilemesi, beni çok büyük derecede etkiliyor. Kendimi sürekli yeni bir şeyleri araştırırken ve anlamaya çalışırken buluyor olmak, bana dinç hissettiriyor.

  • Bu işi yapmasaydın, ne işle uğraşıyor olurdun?

Aslında bu işin yanında ek olarak yaptığım bir iş daha var. O iş ise Dijital Pazarlama Uzmanlığı. Moda dünyasından tamamen kopmuş olsaydım da, yine ikinci işim olarak devam ettirdiğim Dijital Pazarlama Uzmanlığı’na devam ederdim.

  • Kadınlarda maskülenliğe bayılıyoruz. Fakat erkeklerin feminen stilleri, çok da alışık olduğumuz bir şey değil. Bu konuda ne düşünüyorsun?

Aslında günümüzde alışıldık bir durum. Tabii ataerkil bir toplum yapısı içerisinde yetişiyor oluşumuzdan dolayı alışmamız ne kadar zor olsa da, sosyal medyanın da etkisiyle toplumun belli kesimleri içerisinde hızlıca yer edinmiş bir durum. Kadınların stillerine maskülenliği yansıtmasına bayıldığım gibi, erkeklerin stillerine de feminenliği katmalarına bayılıyorum.

  • Hangisi sana daha yakın? Retro mu, vintage mı?
    Vintage, her zaman bana daha yakın bir kavram olmuştur. Yaşanmışlığı olan ürünleri ya da parçaları kullanmak, beni her zaman heyecanlandırmıştır.

 

%d blogcu bunu beğendi: